Tam buğday unundan somon balıklı mantı mı deseeem ravioli mi deseemmm??? :)

Merhabalar…

Geçtiğimiz cumartesi günü bütün gün dekorasyonunu yaptığım anaokulunun montajındaydım. Bir de üzerine migrenim atak yapmıştı.. Zor bir gündü anlayacağınız.. Koşarak eve geldim, ev halkına ben yatıyorum diyerek hemen yattım uyudum.. 1 saat kadar uyumuşum, kalktım… hımmm.. birşeyler yapmalıydım.. Bu arada migren ilacı etkisini göstermiş, ağrım geçmiş, sersemliği geçmemişti.. Bu durumda hamur yoğurmak acaip iyi geliyor bana.. Mutfağa doğru yöneldiğimde ev halkından bir nida yükseldi..Allaahhh yine bişi yaratacaaakkk!!! nereden biliyorlarsa..:)))

Yediğimiz şeyin glisemik endeksinin düşük olması gerekiyor.(Diyetteyiz ya.. ) Ama canım da makarna istiyor.. Tam buğday unundan makarna yapıp içini de doldurursak gayette güzel olur dedim. Atillamu dan somon almasını rica ettim.. 1 bardak una 1 yumurta hesabıyla hiç su koymadan, sadece bir fiske tuz ilave ederek hamurumu yaptım.. Yarım saat kadar hamurun içindeki glutenlerin sakinleşmesini bekledim. Aldım elime oklavayı vee mantı kalınlığında açtım.. (tamam itiraf ediyorum, biraz daha ince..)

Bu arada Atillamu, somonla geldi. Onları küçük küçük parçalara ayırdık, içine sarımsak attığımız zeytinyağında (az bir yağ) çevirerek pişirdik. Pişerken tuz ve taze çekilmiş karabiber ekledik. Ateşten almadan önce, incecik kıyılmış maydonoz ilave ettik.

İnce açılmış hamurun yarısına belli mesafelerde somonlardan koyduk, hamurun (yufkada diyebiliriz) diğer yarısını somonlu yarının üzerine örttük. Sonra hamur kesici ile karelere böldük (yuvarlak ravioli kesme aleti büroda) (bilmeyenlere, profesyonel mutfağım mimar olarak çalıştığım büromda) Bir yandan 1 litresine 1 çorba kaşığı tuz eklediğimiz 3-4 litre suyu kaynattık. Bu hamurları kaynamış suya attık. 4-5 dk. içerisinde pişti. Süzgüyle sudan çıkarttık, başka bir tavada zeytinyağı kızdırıp süzdüğümüz balıklı mantıları arkalı önlü çevirerek biraz lezzetlendirdik. Servis yaparken üzerine parmesan peyniri rendeledik.. Afiyetle de yedik. Darısı başınıza..

Size de AFİYET OLSUN…

Vişne likörü

Ee Vişne pazara, sonra da bizim eve düştüü…

 Tabi biz de hemen vişne likörü yapmaya hazırlandık.. Ev yapımı vişne likörü için gereken malzemeler;

tarçın çubuğu, karanfil, muskat, toz şeker ve elbette vişne..

Maalesef annemden öğrendiğim onun da annesinden öğrendiği gibi bunların hiç birinin ölçüsü yok.. her şey göz kararı.. bunların hepsini bir araya getirip kavanoza koyuyorsunuz.. sonra da güneşe.. Güneşte 15 gün de bekleyebilir 25 gün de.. bu tümüyle kavanozunuzun ne kadar güneş aldığı, havanın ne kadar sıcak olduğuyla ilgili bir durum.. Vişneler fermante olduğunda likörünüz olmuştur. Daha sonra dilerseniz içine votka, cin, rom gibi alkoller ilave edebilirsiniz.

 

Geçen yıldan kalan içmeye kıyamadığımız son lokmaları da kadehlerimize koyup keyfimize baktık.. Size de nice keyifler..

Sevgi ve tat ile kalın..

Güneş pastası

İyi geceeleerrr….

Sanıyorum mayıs ayıydı.. Bir mesaj geldi.. Kızımın adı güneş ve 1 yaşına basacak. Nasıl bir pasta yapalım diye.. Yaş günü de Temmuzdaymış.. eh biraz yoğunluktan, biraz daha çoook var diye düşünmekten kısa sürede yanıtlayamadım ama yanıtladığımda da bir kaç tane pasta önerisi vardı.. Anne Gonca Hanım, bütün önerileri dikkatle inceledi.. Kendisi de flickr ve diğer sitelerden bakmış. Bana Fatma Özmen’e ait bir pastayı yapıp yapamayacağımı sordu. Önce izin almalıyız dedim. Ama Fatma Hanımın telefonuna ulaşamadım. Tasarımın ona ait olduğunu belirtip önce facebookta sonra da burda yayınlıyorum.

Pastanın keki çikolatalı, kreması da çikolatalı ama içinde frambuaz var.. Böylece, meyvalı isteyenlere meyva, çikolata isteyenlere de çikolata ikram etmiş oluyoruz..

Güneş’e mutlu, sağlıklı, şansı yaşlar diliyoruz. Umarız daha nice yıllar pastalarını yaparız..

Sevgiyle büyü Güneş’cim…

Sambaya niyet, kaplumbağaya kısmet

Dün akşam Havagazı fabrikasında Samba dinleyelim dedik..Çimlerin üzerinde, açık havada müzik dinlemek çok hoş oluyor..hele ki dostlarla olunca tadına doyum olmuyor… Konsere giderken bir ayakkabı mağazasının önünde durduk, biraz ters yerdedir..her zaman gidilmez.. SCS mağazasında bir de ucuzluk yapmışlar.. sadece kendi üretimleri değil, farklı markalar da var.. neyse, girip dolaştık.. uygun bir şey bulamadık o ayrı..:))) ama kapının önünde bir kova içerisinde su kaplumbağalarıyla karşılaştık.. çook şirindiler.. bizi görünce yemek vereceğimizi zannedip bize doğru gelmeye çalıştılar.. su derindi, kova kenarı düzdü, sahipleri akıllıca davranmış, tırmanamıyorlardı.. biz de onları suyun içinde sevdik…

Konserde yumuşak armut minderlerde oturabilmek için biraz erken gitmiştik, daha sonra çok kalabalık oldu.. minderlerin üzerinde takla atan çocuklar, devamlı konuşan insanlar… konuşmak istiyorsan biraz uzağa git değil mi? konser bütün havagazı alanından duyuluyor.. Ama en güzelini gençler yaptı.. konserin olduğu bölümün arka tarafında güzel samba müzikleriyle dansettiler.. Biz sonuna kadar konuşanlara dayanamadık kalktık.. Gecemizin eğlencesi bu su kaplumbağaları oldu..:)

Bandit’ten yaş günü hediyesi

Canım arkadaşım Nazlı’nın bir de kedisi var.. Aslında 7 tane var da.. Ben biriyle aşk yaşıyorum..:)))) Canım Banditim.. Bandit yaş günümü kutlamak istemiş.. 😛 🙂 bana bir hediye yollamış.. İnamadım. Kargo sorunlu olsa da sonunda elime ulaştı.. Arabada giderken bir ışıkta durunca hemen paketimi açtım. O kadar güldüm ki.. Başımı yana doğru çevirdiğimde yandaki arabadaki iki adamın gözünü dikmiş baktıklarını gördüm… ee ne yaptım?? Hiiiçç. Gülmeye devam ettim… Onlar da öylece bakmaya.. neyse yeşil yandı da bu acaip durum bitti..

Bu yaşgünüm inanılmazdı. Arayan, kutlayan, gelen, giden…..Kargolar yollayan…(Ali Herischi de muhteşem bir resim yollamış.. onun fotosu daha bi sonra.. henüz asamadık ) yanıbaşımda olup şımarıklıklarımı destekleyen :)) herkeslere teşekkür ediyorum….
Hepinizi seviyorum….